2024 Yurtdışı Finans Piyasaları

Küresel piyasalar enflasyon, faiz artışları ve jeopolitik risklerin etkisi altında dalgalı bir seyir izlemektedir. Küresel ekonomiyi etkileyen bu risk faktörleri, yatırımcıları temkinli olmaya iterken, sermaye akışlarının da güvenli liman olarak görülen dolar ve altına yönelmesine neden olmaktadır.
Yurtdışı finans ve borsa piyasalarının son durumu

Son yıllarda uluslararası piyasalarda yaşanan gelişmeler, küresel finansal dengeleri sarsıcı etkiler yaratmıştır. 2020’de COVID-19 pandemisinin tetiklediği küresel ekonomik durgunluk, pek çok ülkede derinleşmiş, merkez bankaları ekonomiyi desteklemek amacıyla geniş çapta para politikaları uygulamaya koymuştur. Özellikle ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB), ekonomiyi canlandırmak için faiz oranlarını rekor seviyelere düşürmüş ve genişlemeci para politikalarını devreye almıştır. Ancak pandemi sonrası hızlı toparlanma süreci, tedarik zinciri sorunları ve ham madde arzında yaşanan sıkıntılar küresel enflasyonun yükselmesine yol açmıştır. Bu durum, merkez bankalarının faiz artışlarını hızlandırmasına ve sıkılaştırıcı politikalara yönelmesine neden olmuştur.

ABD ekonomisi, Fed’in faiz artışlarıyla enflasyonu kontrol altına almaya çalışırken aynı zamanda resesyon riskini de yönetmek zorundadır. Fed’in faiz oranlarını artırması, doların küresel piyasalarda değer kazanmasına yol açmış, bu durum gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde ciddi bir baskı oluşturmuştur. Dolardaki bu yükseliş, gelişmekte olan ülkelere sermaye akışını kısıtlayarak borçlanma maliyetlerini artırmış ve ekonomik kırılganlıkları derinleştirmiştir. ABD borsaları ise faiz artışlarına karşı hassas bir denge izleyerek dalgalı bir seyir göstermektedir.

Avrupa piyasalarında ise, yüksek enerji fiyatları ve Rusya-Ukrayna savaşı ekonomik belirsizliği artıran başlıca etkenlerdir. Özellikle Avrupa’nın enerji tedarikinde yaşadığı zorluklar, üretim maliyetlerini artırmış ve enflasyon oranlarının rekor seviyelere ulaşmasına yol açmıştır. Avrupa Merkez Bankası, enflasyonla mücadele amacıyla faiz artışlarına yönelmiş, ancak büyüme oranlarını da koruyabilmek için dikkatli adımlar atmaktadır. Enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklık, Avrupa ekonomisini hem kısa vadede hem de uzun vadede etkilemeye devam etmektedir.

Asya piyasaları, Çin ekonomisinin büyüme yavaşlaması ve sıfır COVID politikalarının yarattığı etkilerle karşı karşıya kalmıştır. Çin’de uygulanan sıkı karantina önlemleri, küresel tedarik zincirlerini olumsuz etkilerken, büyüme hedeflerinin gerisinde kalınması riskleri artırmaktadır. Diğer yandan Japonya Merkez Bankası’nın düşük faiz politikası, küresel piyasalarda yenin değer kaybına yol açmış, bu durum Japon ekonomisi için de bir dizi mali ve ticari zorluk yaratmıştır.

Genel olarak, küresel piyasalar enflasyon, faiz artışları ve jeopolitik risklerin etkisi altında dalgalı bir seyir izlemektedir. Küresel ekonomiyi etkileyen bu risk faktörleri, yatırımcıları temkinli olmaya iterken, sermaye akışlarının da güvenli liman olarak görülen dolar ve altına yönelmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak, önümüzdeki dönemde, merkez bankalarının para politikalarındaki kararları ve jeopolitik gelişmeler uluslararası piyasalarda belirleyici rol oynamaya devam edecektir.

Yukarıda ki yorumlarım tamamen teknik analiz kriterleri ve şahsi bakış açım ile yorumlanmasından ibaret olupasla yatırım danışmanlığı kapsamında değerlendirilemez.

Haluk canberk

Önceki Yazı

2024 Türkiye Finans Piyasaları

Sonraki Yazı

KRDMD Teknik & Takas Analizi

Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Takipte Kalın!

Yeni blog yazılarımdan, gelişmelerden haberdar olmak ve takipte kalmak için abone olabilirsiniz.
Şu anda abonelik sistemi aktif değil. ✨